Leonora Carrington, 1917'de İngiltere'de doğdu ve hayatının büyük kısmını Meksika'da geçirdi. Sürrealist sanat ve edebiyat dünyasında sıradışı ve güçlü bir kadın figür olarak tanındı. Ailesinin aristokrat yapısına başkaldırarak sanata yönelmesi, onun hayatındaki ilk devrimci adımdı. Carrington yalnızca resimleriyle değil, yazdığı hikâyeler ve romanlarla da dikkat çekti.
Onun en bilinen edebi eseri olan The Hearing Trumpet, yaşlı bir kadının çılgın bir bakımevindeki sürrealist maceralarını konu alır. Feminizm, anarşizm ve büyü gibi temaları hem edebiyatında hem de sanatında ustalıkla işler. Sanat yaşamı boyunca Salvador Dali, Max Ernst gibi isimlerle yolları kesişti.
Carrington'ın eserlerinde doğaüstü varlıklar, kadim mitolojiler ve psikanalitik göndermeler sıklıkla yer alır. Erkek egemen sanat dünyasında kendine sağlam bir yer edinen Carrington, “kadınların hayal gücünün sınırsızlığına” olan inancını her eserine yansıttı. Bugün hâlâ yeterince bilinmeyen bir deha olarak, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibidir.
Onun en bilinen edebi eseri olan The Hearing Trumpet, yaşlı bir kadının çılgın bir bakımevindeki sürrealist maceralarını konu alır. Feminizm, anarşizm ve büyü gibi temaları hem edebiyatında hem de sanatında ustalıkla işler. Sanat yaşamı boyunca Salvador Dali, Max Ernst gibi isimlerle yolları kesişti.
Carrington'ın eserlerinde doğaüstü varlıklar, kadim mitolojiler ve psikanalitik göndermeler sıklıkla yer alır. Erkek egemen sanat dünyasında kendine sağlam bir yer edinen Carrington, “kadınların hayal gücünün sınırsızlığına” olan inancını her eserine yansıttı. Bugün hâlâ yeterince bilinmeyen bir deha olarak, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibidir.
